Kalbimin Can Mayası - İclal Aydınrn
İnsan bir hikâyeye kendini kaptırdığında, bir bakiyor ki karşısındakini anlamaya başlamış.
“Nedenini bilmeden peşine düştüğümüz duyguların, izini sürdüğümüz tutkuların, hapishanemiz olan korkuların bize bizden önceki nesilden kaldığına kanaat getirdim. Unutmamak, hatırlamak, birbirini tamamlamak için aslında.” Diken kelebeklerinin göçü altı nesil sürüyorsa ve nesiller birbirinde devam ediyorsa,dağın bu yanıyla öbür yanını, denizin bu ucuyla öteki ucunu, bir kıtanın başlangıcıyla bitimini aynı anda görebilen hangi nesildir?
Kapalı bir kapının iki tarafında iki insan duruyor. Rüçhan ve Nesrin. Türkân ve Mine. Kartal ve Somer. Peki, bir sonraki nesilden Defne ve Somer’in öteki kızı Kiraz kendi aralarındaki kapıyı aralarsa, diğer kapalı kapılara ne olur?
Dün, bugün ve yarın, bir neslin yolunda kesiştiğinde hikâyeler nasıl değişir?
Belki de, Kiraz’ın Defne’ye söylediği gibi bir aynaya tutulur bütün hikâyeler: “Büyürken, genç kız olurken fark ettim ki, benim annem de sen ve senin annen için öteki kadın.
Annelerimize yaşatılan reddedilişin iki ucuyduk seninle. Rüçhan Hanım’ın ölüme giderken hüzünle baktığı bir aynayız biz. Birimiz aynanın sırrı, diğerimiz camıyız.” Üç kız kardeş Türkân, Dönüş ve Derya’nın hikâyesi, Ayvalık’ta kaldığı yerden, bağımsız kurgusu ve tanıdık karakterleriyle devam ediyor.
İclal Aydın, Kalbimin Can Mayası romanı ile Ayvalık’ı mekân tutmuş samimi, sıcak ve kocaman bir aile öyküsü sunuyor. Yazarın roman evreninin unutulmaz kahramanları üç kız kardeş olan Türkan, Dönüş ve Derya’nın hikâyesi kaldığı yerden ama bağımsız bir kurguyla devam ediyor. Seriyi okuyanlar için maceranın devamı niteliği taşıyan roman, henüz ailenin öyküsüyle tanışmamış olanlar için de bir başlangıç noktası oluşturabilecek yapıya sahip bulunuyor. Yazarın daha önce yayımladığı üç romanın dünyasına eklemlenen bu yeni kitapla, yapbozun parçaları biraz daha tamamlanıyor. Üç Kız kardeş, Unutursun, Bir Cihan Kafes’le genişleyen öyküye Kalbimin Can Mayası da ekleniyor.
Artemis yayınları tarafından yayımlanan Kalbimin Can Mayası’nın dün, bugün ve yarında ilerleyen çok zamanlı hikâyesi, yazarın akıcı, sıcak ve sürükleyici kalemi ile bütünleniyor. Öyküler birbirinin içine geçerken, karakterler geçmişin izini sürerek bugündeki aidiyetleri ile hesaplaşıyor. Yazar okuyucusunu, bir zamanlar kesişmiş olan hayatların yarattığı sarsıntının yalnızca geçmişi değil, bugünü de değiştiren gücüne tanık kılıyor. Eski ile yeni arasındaki görünmez bağları keşfedip, onlarla göz göze gelmek için cesaret veriyor. Duygudan duyguya sürükleyen, güldüren, kederlendiren içtenlikli anlatımı ile okuyucusunu da adeta yarattığı ailenin bir parçası haline getiriyor.
Hikâyelerin Peşinde Yanıtları Aramak
Teyzesinin defterinde okuduğu yazılardan sarsılan Defne, ailesi ile ilgili gerçekleri öğrenmek ister. Defne’nin yolculuğu kitabın ana akslarından birini oluşturur. Arkadaşı Somer’in desteği ile bilmediklerinin peşinde babaannesiyle görüşen Defne’nin göze aldığı bu serüven, onu beklemediği türden gerçeklerle tanıştıracaktır. Yıllar önce unutulduğu, gömüldüğü zannedilen yaşanmışlıklar gün yüzüne çıkacaktır. Defne’nin Somer ile arkadaşlık ilişkisi ise bu süreçte bambaşka bir boyut kazanacaktır. Türkan, Derya ve Dönüş’ün hikâyeleri devam ederken, umulmadık kayıplar da yaşanacaktır.
Kalbimin Can Mayası - İclal Aydın imzası taşıyan içten, sade ve etkili imgelerle dolu bir üslup eşliğinde okuyucuyu unutulmaz bir keşife çağırıyor. “İnsan bir hikâyeye kendini kaptırdığında, bir bakıyor ki karşısındakini anlamaya başlamış” sözleriyle tanıtılan kitap, kapalı kapıların aralanıp, gerçeklerin ortaya çıkmasıyla yaşanan büyük değişimleri konu ediniyor. Peşine düşülen sorular yanıtlandıkça, karanlıkta kalan ne varsa yavaş yavaş ışıkta görünür hale geliyor.
“Büyürken, genç kız olurken fark ettim ki, benim annem de sen ve senin annen için öteki kadın. Annelerimize yaşatılan reddedilişin iki ucuyduk seninle. Rüçhan Hanım’ın ölüme giderken hüzünle baktığı bir aynayız biz. Birimiz aynanın sırrı, diğerimiz camıyız.”diyen yazarın sözleri, birbirini tamamlayan hüzünlü ve sıcak hikâyelerin ipucunu verirken, tanıklığa okuyucusunu da davet ediyor.
Yazar Hakkında
İclal Aydın, 14 Eylül 1971’de Nevşehir’de doğmuştur. Yazar henüz bir yaşındayken babasının tayini nedeniyle Ankara’ya taşınmışlardır. İlkokulu burada bitiren Aydın, bir süre Elazığ Anadolu Lisesi’nde yatılı olarak okumuş ve Ankara’da Yenimahalle Mustafa Kemal Lisesi’nde lise eğitimini tamamlamıştır. 1989 yılında Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nü kazanıp üniversite eğitimine başlamıştır. 2. sınıfta okulu bırakıp Berlin’e yerleşmiştir. Almanya’da altı yıl profesyonel tiyatro yapmış, sosyal çalışmalara, workshop’lara katılmıştır. 1996 yılında Berlin’den Türkiye’ye dönmüş ve 1997 yılından bu yana televizyon projelerine yapımcı-sunucu ve oyuncu olarak imza atmıştır. 1990 yılından itibaren tiyatro ve televizyon projeleri üretiminde metin yazarlığı da yapmıştır. 2001-2013 yılları arasında Sabah ve Vatan gazetelerinde röportajlar ve köşe yazıları kaleme almıştır.
Kitapları : Hayat Güzeldir (2001), Bitmiş Aşklar Emanetçisi (2003) , Yaz Bitmesin (2004 ), Gördüğüme Sevindim (2005) , Evlerin Işıkları Bir Bir Yanarken (2009), Senin Adın Bile Geçmedi (2009) Kağıt Kesikleri (2010), Zeynep Lal Büyürken – “Resimler Rengarenkler” (2011 ), Zeynep Lal Büyürken – “Kanatlar”( 2011), Bir Cihan Kafes (2013), Unutursun (2015), Üç Kız Kardeş (2018)
Kitap Hakkında:
Hamur Tipi : 2. Hamur
Sayfa Sayısı : 440
Ebat : 13,5 x 21
İlk Baskı Yılı : 2019
Baskı Sayısı : 1. Basım
Dil : Türkçe